MESELE AĞAÇ DEĞİL-İSTANBUL HAVALİMANI



Sahneye bir oyun koymuşlardı, mevcut İktidarı düşürerek Türkiyenin üzerine çökeceklerdi, oyunun adı'da "ağaç katliamı"idi. 
ABD başta olmak üzere, bazı batılı güçler ve içimizdeki siyasi maşaları, bir takım marjinal guruplara bolca pizzalar yedirip üstünede dolar cinsinden yevmiyelerini verip, taksim meydanını işgal ettirdiler.
Daha sonra bu terör gurubuna güzelleme rolleriyle "masum gençlik" süsü vererek kitap okuyan, gitar çalan, çöp toplayıp Cuma namazı kılan ana kuzularıydı bunlar.!Bu ana kuzuları polise gül bile verdiler, Dünyaya yayın yapan medya için göstermelik güzel hareketlerdi bunlar. Ayrıca bu sevimli davranışları kamuoyunda puan kazandırırken, kendilerine de dokunulamazlık zırhı giydiriyordu. 
Ama ayni polisin çomağına sürtünmeyide ihmal etmiyorlardı, ona rağmen polisimizin sabrına diyecek hiç bir sözümüz yoktu, sabırları için brao dedik kahraman polisimize. 
Ama nereye kadar gidecekti bu aymazlık.? Neticede bir başka provakatif girişimle sükunetin yerini gerginlik aldı. Sonrası malüm olaylar patladı. terör estirip, her yeri yakıp yıktılar..

Sonunda: "mesele ağaç meselesi değil anlasana kardeşim" diyen bir tiyatrocu piyonun sözüyle, zaten bilinen o gerçeği kendisi saçığa çıkarmış oldu.

O dönem bölgemizdeki İslam ülkelerinin üstüne karabasan gibi çöken, adı "Arap baharı" olan, sinsi bir oyunun Türkiye sahnesi olarak, tarihi bir ihanet girişiminin startını vermişlerdi. Tahrir meydanında darbe olurda Taksim meydanında neden olmasın diyerek manşet atan bazı batı ve yerli medya guruplarıda sürekli dillendirip olayları tırmandırdılar. 

Asıl mesele! Türkiyeyi çökertme meselesiydi: Bütün küresel güçlerin ve yerli işbirlikçileri ile, elele vererek bu ihanet projesiyle hergün yükselen Türkiyeyi durdurmaktı asıl amaçları. Başlıca amacı bağımsız ve güçlü bir Türkiye için hedeflenmiş olan alt yapısını tamamlamak üzere, tüm gücüyle çalışan Erdoğan iktidarının daha sonra hangi projelere imza atacağını iyi biliyorlardı..

Başbakan Erdoğan gezicilere: sizi dinlemek istiyorum,
gelinde şu isteklerinizi bana anlatın dedi ve davet etti bunları.

İcabet edildi davete ve istekler sıralandı.
Mealen, istenilenlerden 3. Köprü 3. Havalimanı, Enerji santralleri projeleri ve AKM yıkılmasın, kentsel dönüşüm, insan hakları falan filan diye edilen talep sayısı 11 adetti.

3. Köprü 3. Havalimanı ve termik santralleri: bu üç değerli yatırımı durdurmaktı gayeleri. Oysa bu yatırımlar Tükiyenin ekonomik ve stratejik nitelikteki hayati yatırımlarıdır. Türkiyenin her yerinde hızlı trenler ve yollarla devasa tüneller açılarak ulaşılamayan kasaba kalmadı. Özellikle devam etmesi gereken bu 3 proje daha üst düzey yatırımlar olarak tamamlayıcı ana unsurlarıdı. Enerjisi olmayan bir ülke Endüstriyel yatırımlarını nasıl yapabilir (özel ve tüzel anlamında.) Bu gün Milli harp sanayiinde olmazsa olmaz büyük hedeflerimiz var bizim, sınırlarımızı ablukaya almış olan küresel güçler bize bir tabanca dahi vermezken yerimizde oturup karşıdan gelen taciz atışlarına topla cevap veremeyiz.. Üstelik bölgede kan gövdeyi götürürken, sınırlarımız ve Milli bekamız tehdit altındayken, ordusunu güçlendirerek kalkınma programlarını yürüten bir milletin önünü keserek dur! denmek isteniyordu. "Asıl mesele" Türkiyeden toprak alarak, bastırılmış sindirilmiş, bir Mısır bir Irak ve bir Suriye gibi tekrar üçüncü dünya Ülkesi yapmaktı..

İstanbul Havalimanı bu millete gurur ve iftihar kaynağı olmuştur hayırlı olsun Rabbim böyle nice güzel eserlerle bizleri tekrar karşılaştırsın.. 

Yapılmak istenen büyük bir projeyi ta başından beri küçük düşürmek için, bu kadar alay konusu yapılarak basit söylemlerle eleştirilmesini çok yadırgadığımı söylemeliyim.

Halbuki Orası Türkiyenin yüz akıdır. Dünyanın kilit noktasıdır, yeni bir modern ipek yoludur. Dahası çok yönlü stratejik bir öneme haizdir. Türkiyenin geleceği ve istikbalidir.. 

Başka hiç bir hesabı olmayan birisi, sadece istanbulun trafiğini (D100 ana arterinin %20 rahatlatacağının hesabını kitabını iyi yapar) Türkiyede yapılan böylesine her hayırlı işe karşı çıkan CHP'nin malüm lideri, gelecekte bu eserin kazanımlarına aklı ermediğine inanmıyorum. Geçmişte geleneksel olarak her köprü inşaatına yapılan bir istemezük mantığıyla İstanbul hava limanına baktığını düşünüyorum. 
Diğer taraftanda, kendi halinde olmadığınıda buradan ifade etmem gerekiyor. Çünkü kendisinin aklı, gözü ve kulağının ABD, FETO ve PKK eksenindeki meşguliyetini hala düşünüyorum. 
Kendisinin çapulcu olduğunu ilan ederken gezici gençleride kahraman gibi alınlarından öpen bu zihniyet, hiç bir zaman yerli düşünüp Milli davranamayacağını bir kez daha göstermiş oluyor

Şefik Karakelle


Yorumlar

  1. Bayadır böyle siyasi bir yazıyı keyifle okumamamıştım paylaşım için teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
  2. Teşekkür ederim ö sizin teveccühünüz sevgili dostum.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder