İsmetin kaç adı var?



"İnsan ölür kalır eseri eşek ölür kalır semeri."
Bu dünyada hayırlı işler yapmışsanız hayırla yad edilirsiniz. Şayet hayırsız ve yanlış işler yapmışsanız ölmüş bir eşekten hiç bir farkı olmaz..
.

İki örnek vereceğim: bir ilimizin belediye başkanı o ilde asfalt yapılmadık yol ve sokak bırakmadı adamın adı ASFALT (X) şahıs olarak anıldı ve tarihe geçti. 

Özür dileyerek başka bir ilin belediye başkanıda, bir tarihte kendi iline genelevi yaptı ve o genelevin ismide o belediye başkanın soy ismiyle halk tarafından anıldığına dair gazetelerin yazıp çizdiği bu günki gibi hafızamda..

19. Yüzyıl başlarından itibaren batı ülkeleri geçirdiği iki dünya savaşına rağmen teknolojik değişim yaparak kalkınmayı başarırken, Türkiye sadece birinci dünya savaşında yer aldı fakat ekonomik ve endüstriyel kalkınamasını yapamadı. Osmanlıyı yıkma gerekçelerinden bir taneside batı standartlarını yakalamaktı ama öyle olmadı, (zaten düşünceler birer yahudi aldatmacası idi) dahada kötüye gitti..
Batı standartlarını bir konuda yakaladık, oda batılı gibi yaşamak oldu, batıya iyi bir pazar olduk sanayi kurmadık. Kurulan fabrikalarda (aldığımız emirler gereği) o vatansever girişimcilere zulmederek engelledik fabrikalarını kapattık..

Hilafeti kaldırmakla her şeyin yolunda gideceğini düşünen işgalci güçlerin temsilcileri bütün zaman ve enerjilerini islama karşı kullandılar.
Uygulanmak istenen rejim değişikliği, asırlar boyu müslüman olarak yaşamış bir toplumun yaşam tarzının elinden zorla alınması öyle kolay olmadı bir çok gelenek kültür ve din hürriyetine darbe yapıldı çok canlar yandı.. 

Dönemin yönetim riyasetinin başındaki iki isim olan Mustafa kemal ve İsmet paşa, ekseriyeti müslüman olan bu toplumun diniyle alakaĺı uyguladıkları yasaklar ve zorba yaptırımlar, bu gün olmuş en çok tartışılan konuların başında geliyor..

Cumhuriyetin ilk yıllarında itibaren kiliseler tıklım tıklım dolarken camiler baskı ve korkudan dolayı boş kalıyordu.
İlahiyat ilmleri ve medreseler yasaklandı, kur-anı kerimler ve elifbalar toplatıldı, süreç içerisinde din görevilsi yokluğundan cenazeler dahi kaldırılamaz duruma gelmişti. Camilerin bir kısmını amaç dışı kullandığı gibi bir kısmıda satıldı, zaten ezanlar yasaklıydı..
O yüzden ismet paşaya anadolu insanı alttan alttan GAVUR İSMET demeye başlamıştı..


Din konusunu ciddiye almayan ve mesafeli duran gavur ismetin 1942 yılında bir misafiri
gelmiştir Ankaraya -Ürdün Kralı Abdullah..
Kral Abdullah ile İnönü, Ulus’taki Hacı Bayram Camii’ni gezerlerken, ezan okunur o anda inonu: "camiden çıkmaları gerektiğini söyler"
Kral: "cuma vakti olduğunu hatırlatır ve namazı kılıp öyle çıkalım der."
İnönü:
“Ben laik bir devletin Cumhurbaşkanıyım, camiye gitmem.” der.
İşte bizim anadolu insanı budur, böyle kişilere en yakışan isimle hitab etmesini iyi bilir.

-Birgün yaverleri kendisini uyarmışlar böyle yapma paşam herkes seni GAVUR sanıyor. Arada birde islami söylemlerden kullan demişler. O'da olur demiş.
Bir meydan konuşmasından sonra ayrılırken, fotr şapkasını sallayarak Allaha ısmarladık demiş halka oradan ayrılmışlar.
Bu sefer tekrar soruyorlar: Hani islami mesaj verecektiniz galiba unuttunuz PAŞAM.

E Allaha ısmarladık dedimya diyor ve daha sonra gene fötr şapkasını sallamaya devam eder..
Çünkü o şapkayı sallamanın bir ayrıcalığı vardır inönü için. Bir devri kapatarak yeni bir devrin açılışını ifade eden bir semboldür. Halkın inancına karşı sihirli bir sopa gibi kullanıyordu o şapkayı.

-Bir kesimde SAĞIR ismet diyordu. Doğal bir sağırlık olduğu zaten bilinir, ona sözümüz yok. Ama onu bazen itismar ediyordu. Hoşuna gitmeyen soruları anlamazlıktan gelerek elini SAĞIR kulağına götürüp anlamadığını ifade edermiş. Zaten o konuda öylece kapanırmış..

Bir özelliğide KİBİRLİ bir DIKTATÖR'dü yani TEK ADAM diktatörlüğü. O yüzden inönüye has özelliklerin bir çoğunu bugün Erdoğana yaftalamaya çalışıyorlar..
Lakin o devirde kendisine hiç kimse bu adam DİKTATÖR veya TEK ADAM diyemiyordu. İsterse bir denesin, köyler dahil olmak üzere her yerde militaris güçler ajanlık ve ispiyonculuk yapmakla görevliydi o zamanlar. O kelimeyi kullanan kişinin vay haline! adamı apar topar bulur, cumhuriyet ilkelerine karşı mukavemetten ayaküstü yarım mahkeme yaparak ağır bir suçlamayla cumhuriyet meydanında asarlardı!!! 

Ama geçmişten bu güne diğer siyasi parti liderleri gerçek demokrat şahsiyetlere; Menderes, Özala ve Erdoğana herkese kendi görev süreci içerisinde diktatör dediler. Türkiyede ki diktatörlüğün tek adresi CHP olduğu halde, bu yakıştırmayı bilinçli olarak başka şahıslar üzerinde kullanmaya bu gün olmuş halâ devam ediyorlar..

Gavur ismet'e İNÖNÜ cephe savaşlarını kazanması sebebiyle soyadının İNÖNÜ olmasının yanında, uydurulmuş YILDIRIM ORDULARININ MUZAFFER KOMUTANLIĞI ile parlatılarak tarihe geçirilmesi tamamen siyasi siyasidir. 

Aslında o savaşlarda yer almadığını gerçek tarih yazıyor!!

Birde Lozan FATİH'i unvanı verildiki! karşılığı asla olmayan bu payelerin verilişi, arka plandaki başarısızlığı ve acziyeti örtbas etmek için yapılmış işgüzarlıklardır..


Bu kadar ihanetten ve rezaletten sonra, bir takım uydurma senaryolarla, albay mustafa ve ismet gibi milli olma özelliği tartışılan bir avuç insanın savaşın gerçek kahramanları gibi kendi, kendilerini bayraklaştırıp daha sonraki dönemlerde Türkiyenin yüz senesine kâbus gibi çökerek damgasını vuran insanlar oldular.... !!!

Gerçek kahramanlar ya bir vatan hainliği suçlamasıyla idam edildi veya pasifize edildi, veyahutta sürgüne gönderdiler..!!!

Bu arada, araştırmalarımda İsmete ait bir çok 
isim çıktı. 
Osmanlı tarihinde İlayi Kelimetullah adına at üstünde üç kıtada savaşan padişahlara bu kadar unvan nasip oldumu bilmiyorum. 

Tabiiki o muzaffer sultanların birer unvanı vardı, çaktırmadan gavur İSMET'e bazılarını monte etmeyide unutmamışlar. YILDIRIM ORDULARININ MUZAFFER KOMUTANI Sen çok yaşa muhteşem LOZAN FATİHİ İSMET PAŞA hazretleri gibi simgelemeler yakıştırılmıştı o büyük hakanları sevmeselerde!!!

Gavur ismet kimdir diye merak edenlere kısaca: "Karabağdan Türkiyeye kaçarak gelen ermeni bir ailenin torunudur. İsmetin annesi balkan kökenli kuranı çok iyi okuyan kuran ehli müslüman bir kadın olduğunu belirtmeliyim."

Son olarak kendisinin diğer bir unvanı daha vardır, oda 18. derecede mason olduğudur

Rabbim bu ülkeye İsmetler ve bu günki selefi Kemallar gibilerini bir daha göstermesin.

Şefik Karakelle
Güzergâh
|Notlarım ve Araştırmalarım|

Yorumlar