15 Temmuzda Üç Evladını Şehadete gönderen Anne


93 yaşında bir ana düşünün. İki oğlu ve bir damadını aynı gecede toprağa veren...
Darbe yapıldığını duyunca iki oğlu hemen giyiniyor sokağa çıkmak için. Aynı anda kapıya gelen damadı da onları çağırmak için gelmiş.

Muzaffer Gülşen; "Ana biz çıkıyoruz dediler. Elimi öptü üçü de. Onlara 'Gidiyorsunuz ama ya çocuklarınız yetim kalırsa!' dedim.
Bana 'Ana asıl biz şimdi gitmezsek yüzlerce çocuk yetim kalacak.' dediler ve çıktılar.

Ben onların üçünü de bir büyüttüm. Hep beraber oynarlardı. Aynı leğende yıkadım onları.
Onlar beni toprağa verecekti, öyle hayal ediyordum hep. Ama diğer gün evimden üç tabut çıktı.

Onları gördüm, yüzleri gülüyordu.
Sanki göğüslerindeki kurşun değil de güldü.
Onların emanet bıraktığı yerden ben devam ediyorum, üç yıldır nöbetteyim..."
Gün geçtikçe azalsak da, bazıları algılara yenilse de biz de nöbetteyiz Muzaffer Ana...

Vücutlarından bir parça bile kalmadığı için ağırlık olsun diye tabutlarına taş konulan Gölbaşı Polis Özel Harekattaki o 49 yiğit için, bebelerinin kokusuna doyamayan Halil Kantarcı için, daha çocuk yaştaki oğlu ile şehit olan Erol Olçak abimiz için, Kafası koparak üç yüz metre uzaklıktaki evin üçüncü katının balkonuna düşen ve dört gün sonra kafası orada bulunan abimiz ve onun eşi için, süs havuzlarından abdest alıp, okunan selalar ile kendi şehadetine koşan yiğit çocuklarımız, abilerimiz, ablalarımız için, tankların kollarını, bacaklarını koparttığı kardeşlerimiz için...

Bu ülke için, çocuklarımız için, yarınlar için yılmadan, usanmadan biz de nöbetteyiz Muzaffer Ana

Alıntı:
Safiye Çetinkaya

Yorumlar